En son 28-29 Mayıs olmak üzere son iki ayda iki defa işim gereği memleketim Bozkır’da bulundum.
Sadece memleketim olması değil, gençliğimizin geçtiği yer olması hasebiyle de Bozkır’da bulunmak beni her zaman mutlu etmiştir.
Ancak, son iki gidişimde de şehrin içinde gezinen köpek sürüleri dikkatimi çekti.
Bundan önce gittiğimde saat 22:00 civarı kaldığım otele dönerken büyük köprü ile otel arasında on kadar köpek koşuşturuyordu, yalan yok birazda korktum.
Sağ olsunlar, köprünün yanında bulunan bekçi arkadaşlar otele kadar refakat ettiler.
Son gittiğimde otele çantamı bıraktıktan sonra akşam namazını kılmak için merkez camisine gittim. 
Camiden çıktıktan sonra ortalıkta birkaç kişi ve köpeklerin dışında kimse yoktu.
Niyetim yatsı namazına da gitmekti; ancak, köpeklerin korkusuyla camiye gidemedim. 
Daha sonra görüştüğüm köylümüz Merkez Cami İmamı Kadir Hocaya yatsıya camiye gelecektim ama köpeklerin korkusuyla gelemedim, dedim.
O da, camiden çıkınca taş köprünün köpeklerle dolu olduğunu kendisini de temizlik yapan belediye işçilerinin köprüden geçirdiklerini, söyledi.
Hele o sabah namazı vakti neydi öyle, sanki her taraftan bağrış çağrış köpek sesleri geliyordu.  
-Yani? Yanisi şu, güzel Bozkırımızı köpekler istila etmiş!
En azından benim birkaç günlük gözlemim böyle.
Sürü halinde gezen köpeklerin bugüne kadar Bozkır’da bir kişiye zarar verip vermediğini bilmiyorum; ancak, verme ihtimalinin çok yüksek olduğunu düşünüyorum.
Kimilerine göre başıboş köpekler bir sorun teşkil etmese de en azından rahatsızlık verdiği gerçeğini yok sayamayız.
Bana göre bu durum rahatsızlığın ötesinde acil çözüme kavuşturulması gereken bir sorun olup Kaymakamlık veya Belediye tarafından ne gerekiyorsa yapılmalıdır.
Köpeklerle ilgili aşılama, kısırlaştırma ve sahiplendirme gibi bir takım önlemlerin alındığını biliyorum; ancak, bu yapılanların sorunun çözümü için yeterli olamayacağını düşünüyorum.
-Öyleyse çözümü nedir?
Çözümü; insanlara zarar verebilecek durumda olan her türlü hayvan için yapılması gereken neyse odur!
Esas olan insanı korumak ve yaşatmak olup insana zarar veren her ne varsa etkisiz hale getirilmesidir.
Önleyici tedbirlerin alınması sevap olduğu gibi; dinimiz İslam’a göre daha ileri tedbirlerin alınması da caizdir.
Eğer, başıboş sürü halinde dolaşan köpeklerin insanlara zarar verme ihtimali varsa bu durum köpekler içinde geçerlidir. 
 Birçok vatandaşımızın köpeklerin saldırısı neticesinde ağır yaralandığı ve öldüğünü zaman zaman haber bültenlerinde görüyoruz.
Bir de evlerde köpek besleme var ki, o durum dinimizce asla caiz görülmemektedir. Köpek beslemenin de şartları olup o konuya girmeyeceğim, bilgi sahibi olmak isteyenler araştırabilirler. 
Şunu da ifade edeyim; ben hayvanların düşmanı filan değilim, hatta evimde bir kedim bile var.
İslam tüm yaratılanlara karşı merhametli olmayı emretmekte olup onları korumak ve karınlarını doyurmak bütün Müslümanlar için çok sevap hatta görevdir.
Nitekim Peygamber Efendimiz(s.a.v.):
“Susuzluktan ölmek üzere olan bir köpeğe su veren günahkâr bir kadının Cennetlik olduğu haber verilmiştir.” (Buhârî, Enbiyâ 54; Müslim, Selâm 155.) Buyurmaktadır.
Bu konu çok farklı bir konu olup esas olan insanın yaşatılması ve her türlü tehlikeye karşı gerekli koruma önlemlerinin alınmasıdır.
Bana göre; köpekler tarafından bir insanın öldürülmesi hatta yaralanması başta yetkililerimiz olmak üzere herkesi vebal altına sokar.
İnanın, bu işin şakası yok ve hayvan haklarıyla bu durum izah edilemez.
Ayrıca, bu ikaz edici yazımın başka taraflara çekilmesini de doğru bulmaz haksızlık olarak görürüm.
Bir şey söylüyorsak bunu kafamıza göre söylemiyor, söylediklerimizin haklı gerekçesi olduğu bilinmelidir.
Yüce Rabb’imiz Mâide Suresi 32. Ayet-i Kerimede:
“…Bir cana kıymaya veya yeryüzünde fesat çıkarmaya karşılık olması dışında, kim bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur…” buyurmaktadır.
Bu Ayet-i Kerime’de bir insanın yaşatılmasının öneminin büyüklüğü Allah(c.c.) tarafından bize bildirilmektedir.
Her türlü yaralama ve öldürme ihtimalini göz önünde bulundurarak köpekler veya diğer zararlı hayvanlar hangi yolla olursa olsun haddi aşmadan etkisiz hale getirilmesi ihmal edilmemelidir.
İhmalimiz telafisi mümkün olmayan zararlara yol açabilir ki, bu da sorumluluk sahipleri için vicdan azabı olabilir.
Şunu da ifade edeyim:
Yılanlar zehirli diye yılan avına çıkılması doğru olmadığı gibi insanı zehirleyerek öldürme ihtimali olan yılanı öldürmemekte doğru değildir.
Nasıl insanın beslenmesi için hayvanların kesilmesi caiz ise insana zarar verebilecek hayvanların yok edilmesi de caizdir.
Yazımın mesajının ilgililere ulaşması dileğiyle selam ve sevgiler.