Kadının el, yüz ve ayağının dışında bütün vücudunun örtülmesi tesettür olarak açıklanmaktadır.
Genel kural bu olmakla birlikte giyilen elbisenin en temel özelliğinin vücut hatlarını belli etmeyecek şekilde bol olmasıdır. 
Kadının vücut hatlarını belli edecek dar, şeffaf ve dışarıdan insanların ilgisini çekebilecek cafcaflı elbise giyilmesi de tesettüre uygun değildir.
 Tesettür, Müslüman kadın için o kadar önemli ki, vücudunun örtülmesinden daha fazla mana ifade eder. 
Tesettür bir kimlik, gösterge, duruş bir nevi üniformadır. 
En önemlisi de sahibini takvaya götüren bir araçtır. 
Ayrıca, ezan gibi beynelmilel olup dünyanın neresinde olursanız olunuz tesettürlü bir kadını gördüğünüz zaman genel olarak bu Müslüman’dır, yargısına varabilirsiniz.
Tesettürün durumu; bir ülkedeki dindarlığın en önemli göstergelerinden biri hatta en önemlisidir. 
-Bugün ülkemizde yaşayan erkek veya kadın dindarlığının durumu nedir?
Bu sorunun cevabı içinizi acıtmıyorsa cevap verebilirsiniz.
Yıllar önce yazılarımda ‘ülkemiz kadın ve kızlarının en önemli sorunun İslam’ın uygun gördüğü şekilde tesettüre riayet edememelerini” dile getirmiş örtünün yozlaştırılmasına vurgu yapmıştım.
Öyle bir sürecin içine girdik ki, insanımız hızlı bir biçimde İslam’dan uzaklaşmaktadır.
İster kabul edin isterseniz etmeyin tesettür de dahil olmak üzere iman ve itikatta çocuklarımıza sahip çıkamıyor, hatta gücümüzde yetmiyor!
Tesettürlü anaların kızları açılıp saçıldığı gibi dindar babaların oğlanları da abuk subuk dar tayt türü pantolonlar giymekteler!
-Yalan mı söylüyor yoksa abartıyor muyum?
Ne yalan söylüyor ne de abartıyorum; yaşanan olumsuzluklar o kadar çok ki, hangi birini sayayım, düşündükçe içim sızlıyor!
Ülkemizdeki İslami Cemaatlerde dahil tüm Müslümanlar vazifelerini yerine getirmede çok yetersiz kalmakta ve gereğince çaba göstermemektedirler!
Kıyametin dışında adını koyamadığım bir felakete doğru hızla sürüklenmekteyiz!
Yarım asrın farkında olan biri olarak Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerin bu kadar sorgulandığı hem de güya din adamları tarafından sorgulandığı bir dönemi hatırlamıyorum!
Burada birilerini suçlamak yerine özellikle kendini dindar tanımlayan herkes kendisini sorgulamalı bu duruma nasıl gelindiğinin muhasebesini iyi yapmalıdır.  
    Kimse kendini kandırmasın ve kimsede gelinen bu vahim duruma bana ne demesin!
Bu sorun, tüm Müslümanların sorunu olup bütün sorumluluk sahipleri özellikle de din adamları üzerine düşenin azamisini yerine getirmek zorundadırlar.
Örtünün yozlaştırıldığı, örtüsüzlüğün yaygınlaştığı Müslüman bir ülkede hiçbir kimse kafasını kuma gömüp gerçekleri görmemezlikten gelemez!
Esas konumuz olan tesettür taviz götürmez konusuna gelelim.
Sadece tesettür değil, İslam’ın hiçbir hükmü taviz götürmez ve hiçbir şekilde gel gide müsaade etmez.
Hem medya hem de hayatın içerisinde bir takım kişiler özellikle genç kızlarımızın örtünmeleri ile ilgili “bunlar daha genç daha sonra tam tesettüre girerler, bugün için başlarını örtmeleri yeterli” gibi tavizkar söylemler içine girmektedirler.
Kesinlikle yanlış ve bu tür sözler İslam’a uygun değildir. 
Gözlemlerimiz tam tersi tesettüre riayet etmedikleri gibi yaşları ileri olanlar hatta neneler bile yozlaştırılmış giyim tarzları içine girmektedirler.
Erkek veya kadın herkes ölçüye uymak zorundadır. Ölçünün alt sınırı kadınlar için topuklardır. 
Topukların biraz üzerinde ister 5 isterse 10 cm olsun çorapla bile olsa genel örtünün örtmediği örtünme uygun olmayıp vebali büyüktür.
Hele hele bu tür giyinen hanım kardeşlerimiz İslami bir cemaate mensuplarsa vebali çok daha büyük olup azami titizlik göstermek zorundadırlar. 
Çünkü, kendileri üzerinden mensubu oldukları cemaatin suçlanmasına sebep olabilir ki, ayrıca bunun da büyük vebali olur.  
Hiçbir kimse tam tesettüre riayet etmeden örtündüğünü sanmasın hele hele bu durumu normal karşılamasın bu durum imanımıza zarar verebilir,  Allah(c.c.) korusun!
Bu gerçeği tüm çıplaklığı ile dile getirdiğim için bana kızıyor olabilirsiniz. 
Benim derdim kimseyi üzmek, kırmak asla değil; bir Müslüman olarak ikaz etme vazifemi yerine getirmektir. Bu ikazı Allah (cc) rızası için yapıyorum. 
Ayrıca, üzerimize düşeni yapmadığımız zaman Allah’a (cc) karşı sorumluyuz.