Bir anne, çocuğuna yaklaşımını şu şekilde anlatmaktadır: “Ben çocuğumla her gün, akşamları sohbet etmeye çalışırım.  Bunlar daha çok benim yaşadığım olumsuzluklar adı altında nasihat türündendir.  Fakat benim anlattıklarım çocuğun bir kulağından giriyor diğer kulağından çıkıyor. Anlatırken dilimde tüy biten bir konuda bazen tutup tam tersini yapıyor. Oysa ben bu çocuğun iyiliğini düşünüyorum. Onların benim gibi sıkıntı çekmelerini istemiyorum. Beni okutan olmadı; fakat çocuklarımın okumalarını istiyorum. Ben bunları sonuna kadar okutmak istiyorum; fakat bunların da okumaya niyetleri yok.” demektedir.
Bu ve buna benzer yakınmaları anne babalardan fazlaca duymaktayız. Anne babalar genelde iyi niyetli olarak çocuklarına iyilik adına ve onlara doğru yolu göstermek için nasihat ederler. Bazı anne babalar ise bunu abartarak çocuklar adına çocukların görev ve sorumluluklarını; ödev ve sınavlarını dahi düşünürler. Çocukların sınav kaygılarını dahi çocukları adına yaşayan bu anne babalar, çocukların bütün sorumluluklarını düşünüp onların daha iyi olmaları için arkasından bir tonla da nasihat etmeyi ihmal etmezler.
“Çocuğun sınavı var; fakat çocuk hiç oralı değil. Ders çalışmıyor. Bu çocuğun işi gücü oyun oynamak. Başka bir şey düşünmüyor ve yapmıyor. Sınavlara neden çalışması gerektiğini sınavı kazanamadığı takdirde iyi bir yerlere gelemeyeceğini uzun uzun anlatıyorum. Benim anlattıklarıma karşı tamam diyor; fakat bir saat sonra yine bildiğini okuyor. Çocuk çalışsa yapacak; fakat çalışmıyor. Bu çocuk geleceğini zerre kadar düşünmüyor” diyor bir baba.
Bu baba da çok iyi niyetli olmasına rağmen çocukların en büyük özelliği olan anı yaşamakla somut örnekleri model alacağını aklına getiremiyor. Bu amaçla çocukları eğitip yetiştirirken sürekli nasihat yerine model olmak gerekir. Evde çocuğun ders çalışmasını isteyen bir  anne babanın çocuğuna model olması açısından kitaplarla haşır neşir olmaları gerekir. Çünkü çocukların anne babaların sözlerine değil onların davranışlarına baktıklarını bilmeyenimiz yoktur.
Çocukların söz ve nasihatlerden daha çok davranışları model aldığını her anne baba çok iyi bilmektedir. Olumsuz davranışlar sergileyen bir anne babanın çocuklarının olumsuz davranışları bırakması ve bu davranışların ne kadar yanlış olduğunu anlatmaya çalışması ne kadar etkili olabilir ki. Yine kendisi olumsuz davranışlar sergilemede bir sakınca görmeyen; fakat çocuğunun olumsuz davranışlarına aşırı tepki veren bir anne babanın davranışları ne kadar tutarlı olabilir ki. Mükemmel çocuk yetiştirme konusunda çocuğa uygun şekilde model olmak yerine “Çocuğum dediklerimi yap; fakat gittiğim yoldan gitme” sözü çocukta ne kadar etkileyici olabilir ki.