Her yılbaşı yaklaştığında yılbaşının kutlanıp kutlanmaması, milli piyangonun haram olup olmaması ile ilgili tartışmalar olur. 
Bu tartışmalar o kat zıt eksenlerde yapılır ki, bu da toplumun geldiği zihniyet ayrımının ne kadar keskin olduğunu ortaya koymaktadır.
Aslında üzerinde önemle durulması gereken hususta burasıdır. Çünkü, büyük bir iman bunalımıyla karşı karşıyayız.
Maalesef, yılbaşını kutlamayın demekten bile korkar hale geldik. Yılbaşını kutlamanın sakıncalarını söyleyen kişiler ‘yobaz ve gerici’ olarak suçlanmaktadır.
Düşünün! 
-Bu iman bunalımı değil de nedir?
Bir Müslüman niye yılbaşını kutlamasın veya bir Müslüman niye yılbaşını kutlar, soruları sorulabilir.
Nasıl sorulursa sorulsun her iki sorunun cevabı da aynı kapıya çıkar.
Bazı şeylerin neden yapıldığı veya yapılmadığının mantığını aramak yerine aidiyet  duygusuyla hareket etmek gerekmektedir.
 İslam Âlimlerine göre; yılbaşı gibi gayri Müslimlerin kutladığı günlerin Müslümanlar tarafından hürmet görmesi bu günlere ait bir takım etkinliklere iştirak edilmesi oldukça sakıncalıdır. 
İnanın, bu yazıyı bu kaygılar içinde bir Müslüman kardeşime faydalı olur düşüncesiyle yazıyorum. 
Müslümanın en önemli vazifelerinden biri iyiliği söyleyip kötülükten sakındırması yani Müslüman kardeşini uyarmasıdır.
Hiçbir Müslümanın “bana ne, kim ne yaparsa yapsın, her koyun kendi bacağından asılır” deme hakkı olmayıp kesin ve net ikaz etme sorumluluğu vardır. 
Belli kesimler bu tür ikazları yapanlara karşı ağır hakaretlerle saldırsalar da bunları hiç dikkate almadan vazife yerine getirilmelidir. 
Çünkü, bunların saldırıları hiç bitmez! Saldırılarına malzeme bulamasalar bile yalan ve iftira ile yine saldırmaya devam ederler.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın faiz, milli piyango, içki, zina vs. gibi devletin yasaklamadığı hususlarla ilgi haram fetvasına bile laik bir ülkede nasıl böyle fetva veriliyor diye kızabiliyorlar.   
Türkiye Cumhuriyeti İslam ahkâmıyla idare edilmiyor buna bir itirazımız yok; ancak, halkının yüzde 99’u kendini Müslüman olarak tanımlamaktadır. 
Vatandaşın devletin koyduğu bir takım kurallara uyma zorunluluğu olmakla birlikte Müslüman Allah(c.c.) ve Resulü(s.a.v.)’nün emirlerini yerine getirmek ve yasaklarından kaçınmakla sorumludur. 
Kaldı ki, yasalarımıza göre faiz, içki, zina, piyango ve türevlerini yapma serbest olsa da devletin bir zorlaması yok; bu tamamen kişinin kendi tercihidir. 
Keşke yasak olsa da Müslümanlar bu büyük günahları işleme ortamından uzak kalsa daha iyi olur. 
Yılbaşı kutlaması yapması da Müslümanın kendi tercihi olup kimsenin zorlaması yoktur.
Şunu da belirteyim; yılbaşı kutlayan insanımızın yüzde 99’nun Hıristiyanlar için önemli bir günü kutladıkları niyeti içerisinde olmadıklarını düşünüyorum.
Ancak, Müslüman Müslümanca hareket etmek zorundadır. Yılbaşı ve buna benzer gayri Müslimlerin özel günlerinin kutlanması durumu çok mesuliyetli olup imani yönden telafisi mümkün olmayan ağır sonuçlara da yol açabilir. 
İmam-ı Rabbanî Hazretleri; “Hinduların bayram günlerine [ateşe tapınanların Nevruz günlerine ve Hristiyanların Noel gecelerine ve diğer paskalyalarına] hürmet etmek ve o zamanlarda, onların âdetlerini, onlar gibi yapmak küfre sebep olur. 
Kâfirlerin bayramlarında, Müslümanların cahilleri, kâfirlerin yaptıklarını yapıyorlar; kâfirler gibi, birbirlerine hediye gönderiyorlar; eşyalarını, sofralarını kâfirlerin yaptığı gibi süslüyorlar; o geceleri, başka gecelerden ayırt ediyorlar; bunlar hep şirktir, kâfirliktir” buyuruyor. (Mektubat 3/41,) 
Kaldı ki, kutlanan Hz. İsa(as)’ın doğum günü ise biz Hıristiyanlardan daha fazla saygı duyarız; ki öyle değil! 
Bir peygamberin doğum gününde içki içilip zina edilerek günah işlenmez, Allah(c.c.)’ın hoşuna gidecek işler yapılır. 
Hem büyük bir peygamberin doğum gününü kutlayacaksın hem de her türlü haltı yiyeceksin; hele hele bunu yapan bir de Müslüman olacak; çok değil, azıcık düşünün!
Uygun olan bu gece adına hiçbir şey yapmamak; ille de bu gece bir şey yapmak istiyorum diyorsanız; bu geceyi ibadetle geçirerek Müslümanların gafletten uyanmaları ve tüm insanlığın hidayeti için dua etmek çok güzel olur. 
İnşallah, bu gecenin zulmetinin etkisinin en aza indirilmesi için yaptığımız ibadet ve dualar rahmet olur.
Fütursuzca işlenen günahlar Müslümanların büyük felaketlerle karşı karşıya kalmasına yol açabilir; Allah(c.c.)’ın gadabına sebep olacak günahları işlemekten kaçınmalıyız. Müslüman kârını zararını; dostunu düşmanını; yaptığı her işin bu dünyada olmasa bile öbür dünya da bir karşılığının olduğunu bilmeli bir an bile olsa bu gerçeği unutmamalı!
Müslüman kardeşim! Ateşte yanmak çok zor; hele hele ebedi yanmak Allah(c.c.) korusun!!!!!
Bu yazının muhatabı Müslümanlar olup Müslüman olmayanlar veya sözde Müslümanlar üzerine alınmasın!